3.1 Genel Özet
1980 öncesi Türkiye’si, sağ ve sol siyasi hareketlerin toplumun her alanına yayıldığı, sokak çatışmalarının günlük yaşamın bir parçası haline geldiği, derin bir toplumsal kutuplaşma dönemidir. Soğuk Savaş’ın etkisiyle dünya iki kutba bölünmüşken, bu ideolojik bölünmenin Türkiye’ye yansıması gençlik hareketlerinden üniversitelere, mahallelere kadar yayılmıştır. O dönemde hem sağ hem sol ideolojiye sahip gruplar silahlı örgütlenmelere gitmiş, provokasyonlar, suikastler ve katliamlar toplumsal huzuru bozan unsurlar olmuştur. Bu ortam, 12 Eylül 1980 darbesine giden süreci hazırlamıştır.
3.2 Kronolojik Gelişim
3.2.1 1960’lar Sonu – Başlangıç
1960’ların sonu, dünyada gençlik hareketlerinin yükseldiği, Vietnam Savaşı karşıtı protestoların yayıldığı, anti-emperyalist söylemin güçlendiği bir dönemdir. Türkiye’de de üniversite gençliği Dev-Genç çatısı altında örgütlenerek radikal sol hareketlere yönelmiştir. İşçi grevleri, köylü mitingleri, üniversite işgalleri yaygınlaşmıştır. Bu süreçte sağ hareket de Alparslan Türkeş liderliğinde milliyetçi-ülkücü ideolojiyi gençlere taşımış, Ülkü Ocakları kurulmuş ve sağ gençlik sokakta sol gruplara karşı denge unsuru haline gelmiştir.
3.2.2 1970–1971 Dönemi
1970 yılına gelindiğinde Türkiye’de siyasi gerilim iyice artmıştır. THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) ve THKP-C (Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi) gibi örgütler şehir gerillası modelini benimsemiş, banka soygunları, adam kaçırma ve silahlı propaganda eylemleri başlamıştır. 12 Mart 1971’de ordu muhtıra vererek yönetime müdahale etmiş, radikal sol örgütler lider kadrolarıyla birlikte büyük ölçüde tasfiye edilmiştir. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan gibi figürler bu dönemde ya idam edilmiş ya da çatışmalarda öldürülmüştür.
3.2.3 1975–1980 Zirve Noktası
Muhtıra sonrası kısa bir durgunluğun ardından 1975’ten itibaren Türkiye’de sağ-sol çatışması tekrar tırmanmıştır. Üniversiteler, liseler, mahalleler ideolojik bölgelere ayrılmış, her iki taraf da silahlı çatışma, pusu, suikast gibi yöntemleri yoğun şekilde kullanmaya başlamıştır. MHP’ye bağlı Ülkü Ocakları ve Komando Kampları ülkücü gençliği paramiliter düzeyde örgütlerken, sol tarafta Dev-Yol ve benzeri gruplar şehir gerillası hücreleri kurmuştur. 1978’den 1980’e kadar siyasi cinayetler ve kitlesel katliamlar neredeyse günlük haber haline gelmiştir.
3.3 Önemli Olaylar
1977 1 Mayıs Taksim Katliamı, dönemin en dikkat çekici olaylarından biridir. Yüz binlerce işçinin katıldığı kutlamada kimliği belirsiz kişiler tarafından açılan ateş sonucu 34 kişi ölmüş, yüzlercesi yaralanmıştır. Olay faili meçhul kalmış, provokasyon iddiaları gündeme gelmiştir.
1978 Maraş Katliamı, Alevi yurttaşlara yönelik organize saldırılar sonucu 100’den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır. Bu olay, Alevi-Sünni gerginliğini derinleştirmiştir.
1980 Çorum Olayları da benzer şekilde Alevi mahallelere saldırılarla tırmanmış, onlarca kişi hayatını kaybetmiştir.
Dönemin sembolik cinayetlerinden biri de Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’nin öldürülmesidir. Suikastı Mehmet Ali Ağca gerçekleştirmiştir.
3.4 Darbeye Giden Süreç
1970’lerin sonuna gelindiğinde Türkiye’de siyasi iktidar istikrarsız koalisyon hükümetleriyle yönetiliyordu. Toplumda güvenlik zafiyeti had safhaya ulaşmış, günlük çatışmalarda günde onlarca insan ölüyordu. Derin devlet yapılanmaları, kontrgerilla iddiaları, istihbarat örgütlerinin sızmaları ve bazı provokasyonlar darbe zeminini oluşturdu. Ordu 12 Eylül 1980 sabahı yönetime el koyarak süregelen kaosu bitirme gerekçesiyle yönetime el koydu.
3.5 Kültürel Yansımalar
Bu dönemin çatışmaları, edebiyat, sinema ve müzikte derin izler bırakmıştır. Cem Karaca ve Ahmet Kaya’nın şarkıları, o yılların ruhunu taşır. Birçok roman, anı kitabı ve belgesel dönemin şiddet sarmalını anlamak için önemli kaynaklardır. O döneme tanıklık eden filmler de Türkiye’de sağ-sol çatışmasının ne denli derin bir toplumsal travmaya dönüştüğünü gösterir.
3.6 Değerlendirme
1980 öncesi sağ-sol çatışması, Türkiye’de siyasi kutuplaşmanın nasıl kanlı bir toplumsal bölünmeye dönüşebileceğinin tarihi örneğidir. Darbe, şiddeti fiilen sona erdirmiş görünse de toplumsal kutuplaşma zihniyet düzeyinde kök salmış, sonraki yıllarda da farklı biçimlerde devam etmiştir.
Hatırlatma : Yazılar bazı araştırmalar sonucu oluşturulmuştur. Herhangi bir yerde kullanmadan önce doğruluğunu araştırın. Yazıların sonuna bazı linkler ekleyeceğim. Destek olmak isteyen çıkarsa mutlu olurum. Elimden geldiğince hakkını vermeye çalışacağım. Tüm sosyal medya hesaplarımı ve bana ulaşabileceğiniz her linki linktree hesabı üzerinden bulabilirsiniz. Bir de destek olmak isterseniz buymeacoffee hesabım üzerinden bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz. Bol bol çalışın. Durmadan kendinizi geliştirin. Ve bol bol okuyup araştırın.
No comments