5.1 Siyasi Krizler
1970’ler Türkiye’si, ardı ardına kurulan zayıf koalisyon hükümetleri, kısa ömürlü kabineler ve yönetim krizleriyle tanımlanan bir dönemdir. Milliyetçi Cephe hükümetleri sağ bloktaki partileri bir araya getirmiş, ancak bu koalisyonlar toplumsal huzursuzluğu azaltmak yerine kutuplaşmayı artırmıştır. Ekonomik krizler, döviz darboğazı, petrol krizi, işsizlik ve enflasyon sorunları derinleşmiş, siyaset çözümsüzlükle yüz yüze kalmıştır. Meclis’teki tıkanıklık ve liderler arası gerilim ülkeyi yönetilemez hale getirmiştir.
5.2 Toplumsal Kutuplaşma
Siyasi krizler toplumsal çatışmayı körüklemiş, sağ ve sol bloklar sadece parlamentoda değil sokakta da karşı karşıya gelmiştir. Mahalleler, üniversiteler, iş yerleri ideolojik olarak bölünmüş, silahlı gençlik örgütleri açıkça sokakta varlık göstermiştir. Ülkücü hareket ile devrimci gençlik hareketi arasındaki çatışmalar her gün yeni ölümlerle sonuçlanmıştır. Sendikalar, öğrenci dernekleri, dernekler arası dayanışma veya çatışmalar; şiddet sarmalının sıradanlaştığını göstermektedir.
5.3 Derin Devlet ve Kontrgerilla İddiaları
1970’lerin sonunda faili meçhul cinayetler, suikastler ve kitlesel katliamlar derin devlet tartışmalarını gündeme taşımıştır. NATO’nun Soğuk Savaş döneminde kurduğu Gladio benzeri yapılanmaların Türkiye’de ‘Kontrgerilla’ adıyla organize olduğu ileri sürülmüştür. Bazı emekli askerler, istihbaratçılar ve sivil paramiliter grupların, kaosu derinleştirmek için provokasyonlar düzenlediği iddia edilmiştir. Susurluk Skandalı ve sonrasındaki belgeler, bu iddiaların boş olmadığını gösteren unsurlardan biri sayılır.
5.4 Kritik Olaylar ve Katliamlar
1977 1 Mayıs Taksim Katliamı, 1978 Maraş Katliamı, Çorum Olayları, Bahçelievler Katliamı gibi olaylar, sadece yerel gerginlik değil, aynı zamanda ulusal bir güvenlik kriziydi. Saldırıların çoğu planlı, organize ve hedef gözeterek yapılmış, olaylar genellikle faili meçhul kalmıştır. Bu katliamlar halk arasında korku ve güvensizlik duygusunu pekiştirmiş, devletin kamu güvenliğini sağlayamaz hale geldiği algısını güçlendirmiştir.
5.5 Ordu’nun Müdahalesi
12 Eylül 1980 sabahı Türk Silahlı Kuvvetleri, ‘anarşi ve kardeş kavgasına son verme’ gerekçesiyle yönetime el koydu. Kenan Evren başkanlığında emir komuta zinciri içinde gerçekleşen darbe, parlamento ve hükümeti feshetti. Tüm siyasi partiler kapatıldı, liderler tutuklandı, sıkıyönetim ilan edildi. Binlerce kişi gözaltına alındı, işkence vakaları yaygınlaştı. Yeni bir anayasa hazırlandı ve güçlü yürütme, zayıf meclis modeli benimsendi.
5.6 12 Eylül Darbesi Sonuçları
12 Eylül Darbesi, Türkiye tarihinde demokrasiye en ağır darbelerden biri olarak anılır. Sol ve sağ tüm örgütlenmeler dağıtılmış, lider kadroları yargılanmış, yüz binlerce kişi fişlenmiş ve işkence görmüştür. İdam cezaları infaz edilmiş, üniversiteler, sendikalar ve sivil toplum baskı altına alınmıştır. 1982 Anayasası’yla oluşturulan yeni düzen, vesayetçi devlet yapısını güçlendirmiştir. Darbe, sağ-sol çatışmasını fiilen sona erdirmiş görünse de toplumsal travmalar, kuşaklar boyu etkisini sürdürmüştür.
No comments